Trafik kazası sonrasında yaralanma veyahut ölüm meydana gelmiş olması halinde bu kazaya bağlı olarak maddi-manevi tazminat davası açmak isteyen müvekkiller ile yapılan görüşmelerde karşılaştığımız en sık soru genelde alınacak tazminatın miktarı konusunda olmaktadır. Tazminatın miktarında birden fazla etken husus vardır. Bunlardan biri trafik kazası sonucunda yaralanma mı meydana geldi yoksa ölümlü olduğudur. Bir diğeri ise yaralanmanın boyutudur. Ölüm meydana gelmiş ise, vefat eden kişinin mirasçıları, destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği gibi, ölenin, ölümü nedeniyle duydukları elem ve üzüntü nedeniyle manevi tazminatta talep edebilirler. Trafik kazası nedeniyle sadece yaralanma meydana gelmiş ise, yaralanan kişi, oluşan iş gücü kaybı nedeniyle çalışamayıp yoksun kaldığı kısma karşılık gelen kısım ve bu kazaya bağlı olarak tedavi gördüyse tedavi masraflarını isteyebilecektir. Ayrıca şartları oluşmuşsa manevi tazminatta talep edebilecektir. Tazminat hesaplanırken bunun yanı sıra, davacının ekonomik durumu, çalışıyorsa maaşı, hastane masrafları vb. kaza nedeniyle yaptığı harcamalar ve uğradığı maddi zarar da dikkate alınmaktadır. Bu nedenle gerek dava dilekçesi gerekse delil listesi hazırlanırken davanın ispatına ilişkin önem arz eden tüm belgeler toplanmalı ve yasal süresinde mahkemeye sunulmalıdır. Manevi tazminat talep edilirken, bu kavramın maddi tazminat talebinin dayanağı gibi belgelerle ispat edilemeyeceği hususu gözden kaçırılmamalı ve bunun için kanunda belirtilen ispat araçları ile bir değerlendirme yapılmalıdır. Tazminatın eksik hesaplanmaması ve talep edilenden daha düşük bir tazminat ile karşı karşıya kalmamak için bu konuda tecrübeli avukatları barındıran bir hukuk bürosundan hukuki destek alınması daha tatminkar olacaktır.